27 Ekim 2014 Pazartesi

PAMUKKALE

PAMUKKALE

Olympos ve Adrasan'da geçen güzel anıların ardından bugün ki rotamız Pamukkaleydi. Daha Olympos'tan ayrılalı 10 dk. olmamıştı ki çok sert bir şekilde sağanak yağmur bastırdı yolda.


Kilometrelerce bu şekilde gittik. Hatta yağmur bir ara o kadar şiddetlendi ki aracımın silecekleri yetmez hale geldi. Neyse ki bir süre sonra tamamen kesildi yağmur. Şu kahverengi tabelalara hep bir zaafım var. Yol üzerinde LIMYRA tabelasını görünce gitmek istedim.


LIMYRA Artık görmeye alıştığımız antik tiyatrodan ibaretti. Küçük bir resim çekip yolumuza devam ettik.


Denizli sınırlarında çok büyük bir alanda bir sürü markanın leblebi üretim tesisleri vardı. Zaten yolda giderken de mis gibi leblebi koktu burnumuza. Üretim yerlerinin az ilerisinde, yol üzerinde onlarca leblebi satış dükkanları vardı. Üretici olduğundan hem taze hem de fiyatları çok uygundu. Hoşumuza giden leblebi ve türlerinden küçük poşetler halinde aldık.



Yol boyunca atıştırarak yolumuza devam ettik. Bir süre sonra Pamukkale'ye yaklaştığımızı gösteren tabelaları görmeye başladık.


Ve nihayet Pamukkale'yi de dünya gözüyle görmek nasip oldu. Pamukkale ismindeki pamuk gibi. Etrafında toprak ve yeşillikler varken nasıl bu kadar bembeyaz olabilmişti burası gerçekten inanılmazdı. Hemen girişte küçük bir poz vererek giriş yaptık Pamukkale'ye.


Turistler ağırlıktaydı her zaman ki gibi. Pamukkale'yi çevreleyen alan içinde küçük bir kaç gölet vardı. İçinde de Defnemin dikkatini çeken ördekler...


Bir süre ördeklerle oyalandıktan sonra yukarıdaki travertenleri görmek için girişe doğru yürüdük. Burada yine müze kartın faydasını gördük ve hiç bir ücret ödemeden içeri girdik. Etrafı kısmen yeşil ve topraklı bir alan üzerinde nasıl oluşmuş bu traverten sordum kendi kendime.


Travertenler üzerinden aşağıdaki göletlerin manzarasıda güzel gözüküyordu.


Bizler yukarı doğru tırmanırken görevli kişi uyarmasa tek terlikle yürüyen kişinin ben olduğunu farketmeyecektim bile. Meğerse travertenlerin yüzeyine zarar gelmesin diye sadece yalın ayak ile basılabiliyormuş buraya.


Kayma riski yok gibi bir şey çok nadir bazı yerlerde kaygan zeminler var. Fakat dikkatli geçilirse büyük bir problem teşkil etmeyecektir. Yavaş yavaş doğa güzelliklerini göstermeye başladı bizlere.



Çok enterasan bir şekilde birikintide ki su inanılmaz derecede sıcaktı. Evimizdeki gibi çok rahat bir şekilde duş almak için yeterliydi suyun sıcaklığı. Ayağımı bastığım su birikintisi dalgalanarak çok güzel resimler çekmemize olanak sağladı.


Pamukkale'de olmadığımı bilsem acaba başka bir ülkede miyim dedirten resim kareleri çektik eşimle.


En üstte Pamukkale'nin o yıllardır bildiğimiz bir şekilde görüp hafızamıza yerleşen o müthiş manzarası ile karşı karşıyaydık.


Nasıl muhteşem gözüküyor değil mi?  Farklı bir açıdan eşim ve Defne'yi de çekmeye çalıştık ama Defne her seferinde döndüğünden yüzünü çekemedim :)


Ayrı bir bölümde artık hiç bir hareketin olmadığı, tamamen kurumuş ve sadece beyazlığı kalmış yerleri de vardı Pamukkale'nin.


Bu doğal güzellikten bizlere bir anı kalsın diye her zaman ki gibi buzdolabıma magnet alıp Istanbul'a dönme kararı aldık. Bulunduğumuz yerden İstanbul 650 KM, günlerden cumartesi ve saat 19:30 sularıydı. Pazar gününü evimde dinlenerek geçirmek istediğimden dolayı girmiştik dönüş yoluna. İşin açıkcası bu kadar yolu bu yorgunlukla nasıl giderim diye geçiriyordum içimden. Bismillah diyerek girdik yola ve gece 01:30 civarında kazasız belasız ulaştık evimize.

Toplamda 1 hafta dolu dolu gezdik. 1.gün Bolu Yedigöllerden başlayarak Ankara Ulus'ta konakladık. Sonra sırasıyla Avanos ,Ürgüp ,Göreme, Derinkuyu kısacası Kapadokya'yı fethettik. Konya'da konakladıktan sonra Alanya, Manavgat, Side, Kaleiçi, Olimpos ve Antalya'yı gezdik. Kemer'e yol üzerimizde diyerekten kısa bir uğradıktan sonra son durağımız olan Pamukkale'ye kadar onlarca yeni yer ve mekan keşfettik. Aracımın yakıt masrafları dahil bütün konaklama ve yeme içmelerimizle toplamda 1800TL harcadık. Bize sorarsanız her bir kuruşuna değdi. Toplamda aracımızla 2700 KM yol yaptık. Bu seneyi artık böyle kapatırız sanırım. Gelecek sene Allah sağlık sıhhat verdiği sürece yeni yerler görme isteğimiz hiç bitmeyecek. Zahmet edip yazılarımı okuyan ve fikir sahibi olanlara teşekkür ederim. Başka bir keşfedecek yerde yazılarımız devam edecek...






PAMUKKALE

0 yorum:

Yorum Gönder